SERBEST ECZANE SAHİBİ ECZACILARIN VE ECZACILIK SEKTÖRÜNÜNSORUNLARI | Grubumuzdan | İSEÇ GRUP | İstanbul Eczacı Çalışma Grubu

By: İSEÇ Grup
2021-12-10

Serbest eczane sahibi eczacıların ve eczacılık sektöründe yaşanan sorunları birkaç başlık altında toplayabiliriz. Bunların en önemlilerinden biri ve bugün sizlerle paylaşacağımız, ekonomik ve finsansal sorunlarımızdır.

Ekonomik ve Finansal Sorunlar

Ekonomik ve Finansal Sorunlar incelendiğinde aşağıdaki alt başlıklara ayrılabilir.

A. Serbest eczanelerin düşük kâr marjlarıyla çalışmak zorunda olması:

İlaç fiyatlandırma sistematiğinin 2007 yılından günümüze kadar güncellenmemiş olması ilaçların büyük bir oranının dördüncü ve beşinci kademe olmasına ve düşük kar marjıyla satılmasına neden olmaktadır. Birinci kademe ilaç grubunda ilaç miktarı hızla düşmüş, neredeyse ilaç kalmamıştır. 22 Eylül 2007 tarih ve 26651 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğ”in 12. Maddesi aşağıdaki şekildedir.

“Kademeli fiyatlandırma MADDE 12 – (1) Ürünün depocuya satış fiyatına göre kararda belirtilen kademelerin her birine düşen miktarlarına ayrı ayrı depocu ve eczacı kârlılıkları eklenerek depocu ve eczacı satış fiyatları belirlenir. Eczacı fiyatına KDV ilave edildikten sonra KDV dahil perakende satış fiyatı tespit edilir.

(2) Ürünlerin perakende satış fiyatı belirlenirken uygulanacak depocu ve eczacı kâr oranları aşağıdaki şekilde uygulanır. Fiyat Değerlendirme Komisyonu, Türkiye İstatistik Kurumunun bir önceki yılın yıllık kimyevi ürünler toptan eşya fiyat endeksi verilerini ve tıbbi ürünlerin son 3 yıllık toplam satışlarının dağılımına ait verileri dikkate alarak bu oranları yeniden belirlemeye yetkilidir.”

Tebliğin ilgili maddesinde yer alan kimyasallar ve kimyasal ürünler ÜFE endeksi 574,90’a (2003:100) ulaşmış, diğer bir ifade ile 2007 yılından 2020 yılına kadar 4,02 kat artmıştır. Genel ÜFE endeksini dikkate alırsak ÜFE endeksi 568,27’ye (2003:100) ulaşmış, yine diğer bir ifade ile 2007 yılından 2020 yılına kadar 3,97 kat artmıştır. Türkiye Yurtiçi İlaç Ciro tutarlarını dikkate alırsak 2009 yılından 2020 yılına kadar 4,44 kat artmıştır. Hangi kritere göre değerlendirirseniz değerlendirin minimum artış oranı 4 kattır. Bu durumda kademelerin 4 kat arttırılması gerekir. Ekonomik olarak zor bir dönemden geçtiğimizi dikkate alırsak kademeler en az 2 kat arttrılmalı, diğer 2 kat artış kademelendirilerek bir takvime bağlanmalıdır.

B. İlaç fiyatlandırma sistematiğinin günümüz koşullarına uygun olmaması;

İlaç fiyatlandırma sistematiği 2007 yılında yayımlanmıştır. 22 Eylül 2007 tarih ve 26651 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğ”in 10. Maddesini inceleyelim.

“Fiyat değerlendirme komisyonu

MADDE 10 –- (1) Fiyat Değerlendirme Komisyonu, Bakanlık, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ve Hazine Müsteşarlığı temsilcilerinden oluşur.

(2) Komisyon 3 ayda bir olağan toplanır. Komisyon olağan toplantılarında ekonomik göstergelerdeki değişikliklere göre beşeri ilaçların fiyatlarını değerlendirerek Sağlık Bakanlığına tıbbi ürünlerin fiyatının artırılması, eksiltilmesi veya aynı kalması önerisinde bulunur. İlaç fiyatlarının tespitinde kullanılacak olan “Dönemsel Avro Değeri”ni belirler.

(3) Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Avro satış kurunda “Dönemsel Avro Değeri”ne göre kesintisiz 30 gün süreyle % 5 ve üzerinde değişiklik olması halinde, Bakanlığın daveti üzerine Fiyat Değerlendirme Komisyonu en geç beş işgünü içinde olağanüstü toplanarak ürünlerin fiyatlarını yeniden değerlendirir.”

Daha sonra tebliğde değişiklik yapılarak “Dönemsel AVRO Değeri” belirlenme periyodu yıllık olarak belirlenmiştir. Günümüzde döviz kurlarının olağanüstü değişikliği dikkate alınarak daha sık aralıklarla küçük kur artışları yapılmalıdır. Böylece değerlenen döviz kuru ile reel döviz kurunun arasındaki makasın açılması engellenmelidir. Mevcut durumda değerlenen AVRO kuru 4,57 ₺/€ olduğundan reel AVRO kurunun yaklaşık üçte biridir. İlaç fiyatlandırmada esas alınan değerlenen AVRO kuruna göre % 200 zam alması gerektiği ve serbest eczane cirolarının mevcut durumda % 66,66 oranında azaldığını göstermektedir. 

C. Serbest eczanelerin düşük kar marjlarıyla çalışmak zorunda olması;

İlaç fiyatlandırma sistematiğinin 2009 yılından günümüze kadar güncellenmemiş olması ilaçların büyük bir oranının dördüncü ve beşinci kademe olmasına ve düşük kar marjıyla satılmasına neden olmaktadır. Eczane kârlılıklarını arttırmanın farklı yöntemleri geliştirilmelidir. Örneğin orijinal ilaçların yanında jenerik ilaçların daha düşük katsayı ile fiyatlanmasına dolayısyla ilacın daha ucuz olmasına ve daha düşük kâr ile satılmasına neden olmaktadır. Bu durum serbest eczanelerin cirolarını düşürmekte ve kazançlarını azaltmaktadır. Devletimizin ilaç harcamalarının azaltılması için, jenerik ilaç kullanımı önem arzetmekte ve teşvik edilmelidir. Jenerik ilaç kullanımını desteklemek ve serbest eczanelerin karlılığını korumak için Fransa ilaç fiyatlandırma modeli getirilebilir. Jenerik ilaç fiyatlandırılması yapılırken eczacı kârı sabit orijinal ilaç kadar hesap edilmektedir. Bu durumu bir örnekle açıklayalım;

“Örneğin Depocu Satış Fiyatı 10,00TL olan bir ilacın fiyatı hesaplanırken 2.50TL Eczacı karı ilave edilerek Perakende Satış Fiyatı 12,50TL+KDV olarak hesaplanır. Aynı ilacın jenerik olanı için Depocu Satış Fiyatı 6,00TL olur ve bu fiyatın üzerine yine 2,50TL olan Eczacı karı ilave edierek Perakende Satış Fiyatı 8,50TL+KDV olarak hesaplanır.”

Bu proje ile hem jenerik ilaçlar desteklenir, hem de serbest eczanelerin kârlılığı arttırılmış ve kazanç miktarı korunmuş olur.

D. Serbest eczanelerin yaşadığı finansal darboğaz ve yoğun kredi kullanımı;

İkibinli yılların başından günümüze kadar devam eden ilaç fiyatları düşüşleri nedeniyle serbest eczanelerin eriyen stokları, stok zararlarının yalnızca serbest eczane sahibi eczacılara yüklenmesi, ilaç fiyat düşüşleri nedeniyle düşen eczane ciroları serbest eczanelerdeki finansal darboğazın ana nedenleridir. 10 Kasım 2011 tarih ve 28108 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “2011/2368 sayılı Beşeri İlaçların Fiyatlandırılması Hakkında Tebliğ”in 2. Maddesi;

“Fiyat değerlendirme komisyonu MADDE 2 – Aynı Kararın 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

(3) İlaçların fiyatlarında ancak Fiyat Değerlendirme Komisyonunca belirlenecek oranlarda artış yapılabilir. Fiyat listesinde yapılacak değişiklikler, yayımlandığı tarihten 5 iş günü sonra uygulanmaya başlanır. Ancak, fiyat listesine ilave edilen yeni ürünler için bu süre beklenilmez. Depocuya satış fiyatı belirlenirken referans fiyata uygulanan oranların düşüşü nedeniyle eczane stoklarında meydana gelebilecek stok zararları, firmalar tarafından ecza depolarına, depolar tarafından da eczanelere ödenir. Bu kapsamda yapılacak işlemlerde, eczacılar tarafından İlaç Takip Sistemine yapılan bildirimler esas alınır. Fiyat Değerlendirme Komisyonu kararı sonucu yapılan fiyat artışları söz konusu olduğunda, firmaların talebi halinde firmanın kendi ilaçlarına ait eczane stok bilgileri İlaç Takip Sistemi aracılığı ile ilgili firmayla paylaşılır. Firmaların kendi istekleriyle yapılan fiyat düşüşlerinde ise, eczane stoklarında oluşacak kayıpların telafi edileceğinin ilgili firma tarafından taahhüt edilmesi kaydıyla bu süre beklenilmeyebilir.”

Tebliğde stok zararlarının ecza depoları aracılığıyla ilaç firmaları tarafından karşılanacağı hükmü açıkça yazılı olmasına rağmen, günümüze kadar bu hüküm neredeyse hiç uygulanmamıştır. Bu durum fiyat düşüşlerini serbest eczanelerin kendi sermayelerinden finanse etmeleri sonucunu doğurmuştur. Serbest eczanelerin finansal darboğazdan çıkmak için banka kredisi kullanmaya başlamaları da, günümüzde yüksek oranda kredi kullanan sektörlerin başında yer almalarına neden olmaktadır.

E. İlaç harcamalarının sağlık sektöründen aldığı paylar;

Türkiye kişi başı ilaç harcamaları dünyadaki ortalamaların oldukça gerisindedir. Türkiye kişi başı ilaç harcamaları Avrupa Birliği ortalamasının yedide biri, İsviçre ve Japonya’nın dokuzda biri, ABD’nin onaltıda biri oranındadır.

Ecz. Sevinç Şenel Özdemir

Yorumlarınız
Yorumunuzu Bekliyoruz